Dijital bağımlılık hasta ediyor
Prof. Dr. Uludüz, giderek artan sanal bağımlılığın insanları hızla yalnızlaştırdığına dikkat çekerek, ‘‘Bu durum da bedensel ve ruhsal hastalıkların tetiklenmesine neden oluyor’’ dedi.
akın zamana kadar kişisel bir sorun olarak görülen yalnızlık bugün teknolojik gelişmelerle birlikte küresel bir sağlık krizine dönüşmüş durumda. Bu sessiz salgının insanları giderek birbirinden uzaklaştırdığına dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, ‘‘Sanal ortamlar sosyalleşmeyi engelliyor. Bu durum zamanla derin yalnızlıklara ve bu yüzden artan stres de ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor’’ dedi ve şu açıklamaları yaptı:
BU SORUNLARA DİKKAT!
Sanal bağımlılığın yol açtığı yalnızlık ve stres zamanla şu hastalıklara zemin hazırlayabiliyor…
Kalp hastalıkları
Yalnızlık hissi kardiyovasküler sağlık üzerine olumsuz etkilere yol açıyor. Yalnızlık stres hormonu kortizolü artırıyor. Bu da kan basıncını olumsuz etkiliyor. Kronik stres kan damarlarının aşırı sertleşmesine ve kalp hastalıkları riskinin artmasına neden olabiliyor. Yalnız kişilerin sağlıksız yaşam tarzı seçimleri daha yüksek bu da hipertansiyon riskini artırabiliyor.
Depresyon ve anksiyete
Duygusal stres beyin kimyasını etkileyerek depresyon ve anksiyete bozukluklarının gelişimine katkıda bulunuyor. Sosyal destekten yoksun olma kişilerin olumsuz düşüncelere kapılmalarına ve umutsuzluk hissine yol açabiliyor.
Sosyal medya gerçek dostlukları engelliyor
Çok uzak değil birkaç yıl öncesinde komşuluk ilişkileri, aile yemekleri ve dost sohbet buluşmalarıyla geçen hayatımız artık televizyon, bilgisayar ya da telefon karşısında yalnız geçirilen zamanlara dönüştü. Yani modern yaşam tarzı insanları daha izole ve bireysel bir yaşama yönlendiriyor. Sosyal medyanın olumsuz etkileri de bu durumu daha kötüleştiriyor. Gerçek dünya ile sanal dünya arasında uçurum yaratan sosyal medya arkadaşlıkları ve ilişkileri ekranlar arasında sıkıştırıyor. Gerçek sosyal etkileşimin azalması insanları duygusal olarak da tatminsiz bırakıyor. Online arkadaşlıklar yüz yüze ilişkilerin derinliğini ve anlamını sunmaktan çok uzak kalıyor. Sosyal medya kişileri daha fazla yalnızlaştırarak gerçek dostlukların önünü kesiyor.
Hafıza zayıflığı
Yüz yüze ilişkiler sadece duygusal sağlığımız için değil, beynimiz için de önemli. Bilimsel araştırmalar yalnızlığın zamanla Alzheimer riskini artırmasının yanında önemli bilişsel bozukluklara da yol açabileceğini ortaya koyuyor.
Felç
Yalnızlık inme (felç) riskini de artırıyor. Çünkü stres damar sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratarak kan akışını bozabiliyor ve inme riskini artırabiliyor. Yalnız kişilerin fiziksel aktivite seviyeleri daha düşüktür bu da inme riskini artıran faktörlerden biridir.
Neler yapabiliriz?
İstatistikler, yalnızlığın özellikle gençlerde yaygınlaştığını gösteriyor. Yakın zamanda yapılan bir ankete göre, 18-27 yaş arasındaki yetişkinlerin yüzde 25’i hiç yakın arkadaşı olmadığını, yüzde 22’si ise hiç arkadaşı olmadığını bildiriyor. Yerel topluluk etkinlikleri ve sosyal gruplar insanları bir araya getirerek yalnızlığı azaltabilir. Sevdiğiniz hobilerden oluşan bir gruba katılmak, insanlarla ortak paydada bir araya gelmek size eğlendirebilir. Kültürel etkinlikler spor kulüpleri ve hobi grupları gibi sosyal faaliyetler ortak ilgi alanları etrafında birleşmenizi sağlayacaktır. Gönüllülük çalışmalarına katılmak; kişilerin sosyal ağlarını genişletmesine ve toplum içinde daha aktif rol olmalarına yardımcı olur. Sosyal medya kullanımının bilinçli olarak sınırlandırılması, gerçek dünya ilişkilerine daha fazla zaman ayırmayı sağlar. Dijital detoks yapmak ve teknoloji kullanımını sınırlayan uygulamalar insanın çevrimiçi ve çevrimdışı dünyalar arasında sağlıklı denge kurmalarına yardımcı olacaktır. Teknoloji uzakta yaşayan aile bireyleri ve arkadaşlarla bağlantı kurma aracı olarak kullanılabilir. Kendinizi yoğun tempo sonunda eve kapatmak televizyon karşısında geceyi sonlandırmak yerine dışarı çıkıp arkadaşlarınızla sosyalleşme çabası içine sokmalısınız ya da bir arkadaşınızı eve davet edip akşam yemeği ve sohbet ortamı yaratmalısınız. Özellikle soğuk kış aylarında havanın da etkisiyle kendimizi daha yorgun ve daha isteksiz bulabiliriz ama zorlayarak da olsa insanlarla temasa geçtiğimizde aslında enerjimizin artacağını ve mutluluk hormonu salgılayarak daha eğlenceli zamanlar geçirebileceğimizi aklımızda tutmalıyız.
Zayıf bağışıklık
Kronik stres vücudun enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı savunma gücünü azaltıyor. İnflamasyonu (vücutta iltihaplanma) tetikliyor ve sağlık sorunlarına yol açıyor. Yalnız kişiler daha sık soğuk algınlığı, grip gibi hastalıklara yakalanıyor, bu da genel olarak bağışıklık sistemlerinin zayıflığından kaynaklanıyor.